a

Lorem ipsum dolor amet, modus intellegebat duo dolorum graecis

Follow Us
  /  Genel   /  Büyüme atakları nedir? Ne değildir?

Büyüme atakları nedir? Ne değildir?

Farklı kaynaklar tarafından farklı şekilde tarif edilen ve farklı tavsiyelere sebep olan çok enteresan bir konudur ‘Büyüme Atakları’.
Danışanlarımdan büyüme atakları hakkında öyle şeyler işitiyorum ki, bazen kendimi sorguluyorum ‘Acaba bu konunun anlatıldığı dersi kaçırmış olabilir miyim?’ diye.
Bir mesleği belirli bir süre yaptıktan sonra bildiğiniz bir şeyi okulda mı öğrendiğinizi, kitapta mı okuduğunuzu, danışanlarınızla, tecrübe ile mi kazandığınızı ya da kendi çocuklarınızla pratik yaparak mı kazandığınızı karıştırırsınız – hepsi birbirine girer. Kaynak ne olursa olsun, ben ne öyle 43. Hafta atağı, 87. Hafta atağı gibi şeyler okudum, ne de tecrübe ettim.
Üç çocuk annesi olarak size gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki hiçbir çocuğum aynı haftada aynı becerileri edinmedi ya da aynı haftada aynı krizleri geçirmedi! Nasıl mümkün olabilir ki öyle bir şey? Robot mu yetiştiriyoruz? Bir elin beş parmağı dahi aynı değilken, her kesimden bebeğin aynı yaş döneminde (mesela 5. Haftasında) aynı davranışları sergilemesi/öğrenmesi mümkün müdür?

Nedir bu büyüme atağı?

Büyüme atakları sırasında bebekler normalden daha hızlı bir şekilde kilo alır, boyları uzar ve baş çevresinde büyüme gerçekleşir.  Bununla beraber bebekler eş zamanlı olarak yeni bir beceri geliştirebilir ya da bir kilometre taşına ulaşabilir – ama bunun büyüme atağı ile bir bağlantısı aslında yoktur – aynı zamana denk gelebilir sadece.

Bu alandaki araştırmalar, büyüme atağının en belirgin göstergesinin bebeklerde beslenme ihtiyacındaki artış olarak göstermektedir.  Bebeğiniz memeden emiyorsa, beslenmesi normalden daha uzun sürebilir. Formül süt ile besleniyorsa, beslenmesinin sonunda daha fazla süt istediğini gösteren davranışlar sergileyebilir.  Bazı bebekler ise hiçbir belirti göstermeden büyüme ataklarından geçer.

Danışanlarım benim ‘nohut yutmuş solucan’ tabirimi bilirler.  Genel anlamda kilosu yerinde olan bir bebek aniden göbek yapar, arkadan baktığınızda gayet fit görünümlü olan bebeğe önden baktığınızda kocaman bir göbek görürsünüz.  Tam nohut yutmuş solucan işte.  Bir gece yatarsınız ve ertesi sabah kalktığınızda o göbek yok olmuştur ve her zaman giydirdiğiniz tulumun ayakları kasmaya başlamıştır!

 

Büyüme atağı bitmiştir.

 

Her ne kadar büyüme atakları konusunda yapılan bazı araştırmalar bebeklerin bu dönemlerde daha fazla ya da daha az uykuya ihtiyaç duyduğunu, ya da daha huzursuz, telaşlı olduğunu iddia etse de ben kesinlikle katılmıyorum.  Neyse ki benim bu düşüncemi destekleyen çalışmalar da mevcut!

Büyüme atakları ne zaman olur ve ne kadar sürer?
Büyüme atakları ilk 3 ay daha sık gözlemlenir. Bu süreler, kaçıncı haftada doğduğunu da hesaba katarak, yaklaşık 2. Hafta, 3. Hafta ve 6. Haftada görülür ve sonra 6 haftada bir gerçekleşmeye devam eder. Küçük bebeklerde genellikle bir veya iki gün sürer. Daha büyük bebeklerde ise bir haftaya kadar sürebilir.
Her bebeğin büyüme düzeni elbette farklıdır, bu nedenle bebeğiniz bu dönemlerde büyüme atakları yaşamıyorsa endişelenmeyin, gebeliğinizin kaçıncı haftada sona erdiğini de hesaba katmayı da unutmayın.

Büyüme ataklarının 6 haftada bir tekrar ettiğini gösteren önemli bir pattern’i yaptığınız düzenli doktor kontrollerinden de anlayabilirsiniz. Mesela 4. Ay kontrolüne gittiğinizde bebeğinizin çok kilo almış ama boyunun az uzamış olduğunu görebilir, 5. Ay kontrolünde ise kilo yine almıştır ama boyu birden 3-4cm uzamıştır!

Çünkü siz 4 haftada bir kontrole gidersiniz ve bebeğiniz aslında 6 haftada bir boy atar! Bir de gelişimini bu gözle değerlendirin.

UNUTMAYIN ki bebekler makine değildir, daha fazla veya daha az atakları olabilir ve hatta herhangi özel bir atak fark etmeyebilirsiniz. Bunlar hep normaldir!

Büyüme atakları beslenme atakları ile aynı mıdır?
Hayır değildir, ama birbiriyle ilişkilidirler. Bebeğiniz kilo aldıkça, doymak için gereksinim duyduğu besin miktarı da artacaktır. Bu genellikle beslenme atağı olarak adlandırılabilir. Bu beslenme artışı aldığı kilo ile orantılıdır – illa büyüme atağı ile alakalı olmak zorunda değildir.
Beslenme atakları sırasında bebeğiniz daha uzun süre memede kalmak isteyebilir, lütfen ona müsaade edin, çünkü bu sayede memeleriniz beyninize ‘daha fazla süt üret!’ komutu yollayacaktır ve süt üretiminiz bebeğinizin ihtiyacına ayak uyduracaktır. Bebeğiniz eğer formül süt ile besleniyorsa, bu dönemde biberonu hava kabarcıklarına kadar çekmeye başlayacaktır. Bu davranış, hemen daha fazla formül süt hazırlayın anlamına gelir. Danışanlarım bilirler, hep söylerim ‘Bebeğiniz biberonu kendi rızasıyla bırakana kadar beslemeye devam edin. Bebekler dipsiz kuyu değildirler – ne zaman durmaları gerektiğini çok ama çok iyi bilirler!’
Enteresan bir şekilde, beslenme ataklarını bebeklerin büyümesiyle ilişkilendiren pek fazla araştırma yoktur. Ancak, bebeğiniz daha fazla kalori aldığında daha hızlı büyüyeceği çok da mantıklıdır. Bu nedenle beslenme ve büyüme ataklarının eş anlamlı kelime gibi kullanılmalarına çok da şaşırmamak gerek.

Daha fazla beslemenin yanı sıra, büyümenin diğer belirtileri nelerdir?

Uyku
Türkçe okuduğum yayınların aksine, büyüme ataklarının uykuyla ilişkisi öyle kâbus gibi geceler olmadığı gibi tam da zıttıdır. Gündüz uykuları beher uykuda yarım saat kadar uzayabilir, gece uykularına biraz daha erken teslim olmak isterken, gece boyu daha seyrek kalkıp hatta sabah azıcık daha fazla şekerleme yapmak dahi isteyebilirler. Küçücük bedenleri enerjisini büyümeye kanalize ettiği için yorgun düşmeleri de aslında çok normaldir.

Bununla beraber, uyku sırasında beyinde insan büyüme hormonu (Human Growth Hormone) adı verilen bir protein üretilir. HGH büyüme için çok önemlidir, bu nedenle uyku bebeğinizin büyümesi için gereken yakıtı sağlayabilir. Hatta ‘uyusun da büyüsün’ atasözü de tam da bu sebeple söylenmiştir. Bebekler vaktinde uyumalılar ki büyüyebilsinler.
Uyku ve Rutin dersini anlatırken HGH’a ciddi bir bölüm ayırırım. Bana göre en önemli hormonumuz olabilir kendisi.

Davranış
Büyüme atakları esnasında eğer bebeğinizin ihtiyacını gidermezseniz, ya da büyüme atağını henüz anlamadıysanız bebeğiniz bunu size davranışlarıyla belli edecektir.
Bebeğinizin sağlığı yerindeyken, güzel besleniyorken durup dururken her zamankinden daha fazla ilgi istemeye başlarsa, daha fazla kucak isteyip onu indirmeye çalıştığınızda feryat ederse – ‘bana ne anlatmak istiyor olabilir?’ sorusunu kendinize sormanızı tavsiye ederim. Eğer bebeğinizin yaşına uygun bir rutin takip ediyorsanız, bebeğinizin davranışında ki bu değişimler sizi doğru teşhise yönlendirecektir.

Büyüme atakları sırasında ne yapmalıyım?
Bebeğinizin size verdiği ipuçlarına yanıt verin ve bunlar ister ekstra beslemeler, sabah kestirmesi, ister sessiz zaman ve kucaklaşmalar olsun, ihtiyacı olan şeyi ona vermeye çalışın.
Emzirilen bebekler, bir büyüme atağı sırasında yeterli süt içemiyor gibi görünebilir. Endişelenmeyin, göğüsleriniz bebeğinizin ihtiyaçları için bol miktarda süt üretecektir – büyüme ataklarında bebeğiniz gündüz de sürekli daha fazla beslenmek ister – gündüz yapmayıp sadece gece yapıyorsa bu büyüme atağı değil, gündüz yetersiz beslenmedir.

Bununla birlikte, bebeğiniz normalden daha açsa, vücudunuzun bu yeni süt üretimi seviyesine yetişmesi bir veya iki gün sürebilir, bu nedenle büyüme atakları ilk başta biraz yorucu olabilir. Düzenli yemekler yiyerek, bol miktarda sıvı içerek ve aileniz ve arkadaşlarınızın ev işlerinde yardımcı olmasına izin vererek kendinize iyi bakın ki, siz de bebeğinize iyi bakabilesiniz.

Her huysuzluk, açlık, büyüme atağı değildir. Unutmayın ki büyüme atakları sadece 1-2 gün sürer – bebeğinizi güzelce beslediğiniz müddetçe de ayağınıza dolanmaz. Eğer uzun süren bir huysuzluk, beslenmesinde değişiklik görürseniz bunun sebebi diş, rutin değiştirme ihtiyacı, ayakta atlatılan bir rahatsızlık olabilir. Büyüme atakları bebekleri uykulu ve sıra dışı hale getirebilir, ancak ateşe, aşırı sinirliliğe neden olmazlar. Bunlar bebeğinizin rahatsız olduğuna dair işaretler olabilir. Bebeğiniz bu semptomlardan herhangi birini gösteriyorsa doktorunuza mutlaka danışmalısınız.

Evet, büyüme atakları konusunu da işlediğimize göre, bundan sonra bana ‘falanca uygulamaya göre bilmem kaçıncı sıçramadayız’ ya da ‘falanca kitaba göre bilmem kaçıncı ataktayız’ cümleleriyle gelmezsiniz artık öyle değil mi?